Bu aralar, malum daha çok yenilik, yaratıcılık ve ekonomik büyüme üzerine çalışıyorum.

Elimdeki konu ülkelerin inovasyon kapasitesi ile hani şu dilden düşmeyen yüksek katma değerli yüksek teknoloji ürünleri ihracatı arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışmak. Sürekli anlatılır konferanslarda biz akademisyenler tarafından. Ya da politikacılar dilinden düşürmez bu konuyu.

“Katma değeri yüksek, teknolojik ürünler üretip satmalıyız!”

Ben üniversiteye girdiğimde bu cümle vardı!

Bitirdiğimde de vardı!

Aradan 15 yıl geçti hala aynı türkü.

Bir adım ilerleme var mı diye sorarsanız var elbette! Var da bu kadar aynı türküyü söyleyen bir ülkeden çok daha fazlasını beklersiniz.

Atasözlerimiz bazen ne güzel ifade ediyor halimizi. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!”

Bizimkisi de tam o hesap. Hep laf, icraat ise bekle ki göresin.

**

Peki gelin bakalım bu süre içerisinde kimler neler yapmış?

Mesela Çin. 2000 yılında 41,7 milyar USD olan yüksek teknolojili ürün ihracatı hacmini 2015 yılı itibariyle 550 milyar USD’ye çıkarmış. Cari rakamlarla %1088 arttırmış. Diyelim ki Çin zaten dünyanın fabrikası.

G. Kore’ye bakalım. O da yine 2000 yılında 55 milyar USD civarında bir yüksek teknolojili ürün ihracatına sahipmiş. 2016 yılı rakamlarına göre 118 milyar USD gibi bir rakama çıkmış. Evet yanlış duymadınız Kore’nin sadece yüksek teknolojili mal ihracatı Türkiye’nin toplam mal ihracatını neredeyse yakalamış.

Rusya 3,9 milyar USD’den 9,5 milyar USD’ye çıkmış mesela.

Brezilya 5,9 milyar USD’den 9,7 milyar USD’ye…

Türkiye ne yapmış sorusu merak ediliyor sanırım. Söyleyeyim.

990 milyon USD’den 2,1 milyar USD’ye çıkmışız. Evet oransal olarak bakıldığında 15 yılda %102’lik bir artıştan bahsediyoruz. Lakin hacmi düşününce 2 trilyon doların üzerindeki yüksek teknolojili mal ticaretinin sadece 2 milyar dolarını biz yapıyoruz.

Yani sadece binde birini.

**

2016 yılı itibariyle biraz daha iyi bir kıyaslama yapabilmeniz için size şöyle anlatayım.

ABD’nin toplam yüksek teknolojili mal ihracatı 153 milyar USD civarında

AB’nin lokomotif ülkesi Almanya’da bu rakam 189 milyar USD. Fransa 103, İtalya ise 30 milyar USD civarında yüksek teknolojili mal ihracatı gerçekleştiriyor.

Haritada kapladığı alan isminden daha küçük olan Slovakya dahi 6,8 milyar USD’lik ihracat yapabiliyor.

Yani Türkiye, gürültü kopardığı kadar yüksek teknoloji üretebilse en az İtalya kadar ihracat yapabiliyor olurdu!

**

O zaman meşhur soruyu soralım neden?

Bir sürü neden sayabiliriz.

Ama şöyle özetleyeyim.

Bu tip ürünleri üretip satabilmek için ya bu yatırımları yapacak kadar kaynak üretebileceksiniz. Mesela Çin’in ucuz emek üzerinden ya da Rusya’nın doğal kaynaklardan yapabildiği gibi..

Ya da gereksiz zaman kayıpları yerine, ülkenizin tek kanağı olan insanınıza iyi bir eğitim, yaratıcı ve yenilikçi düşünce için gerekli ortamı sağlayacaksınız. Kore’nin, Singapur’un, Avrupa’nın yaptığı gibi.

Yapmazsanız dünyanın gündeminde uzay araştırmaları, yeni teknoloji yatırımları vs. ile değil ancak Kaşıkçı olayı gibi talihsiz olaylarla gelirsiniz.

Hangisini tercih edersiniz?

Durun, durun! Söylemeyin artık neyi tercih ettiğinizi.. Zira ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz…