Dünyanın alt üst olduğu bir dönemi, evde oturup izlemek bir hayli zor olmaya başladı bugünlerde. Sabah kahvesini alıp, televizyonun karşısına oturup bütün gün kalkamadığım o kadar çok gün oldu ki. Kurtulmaya çalışsam da hep çekiyor beni kendine!

Bir önceki gün yayınlanan rakamlar!

Hayatını kaybedenler!

Hastanede tedavi olanlar!

Hastaneye gitmeyi düşünenler!

Hastaneye, hasta olacağı için gitmekten korkanlar!

Geçim krizleri!

Ücretli izinler!

İşsizlikler!

Varmış gibi yapılan destekler!

**

Ama ille de piyasalar.

Dolar ne olacak acaba? Altın rekorlar kırmaya devam edecek mi? Petroldeki artıştan da para kazanmak mümkün mü?

Borsalar daha ne kadar toparlanır? Ne zaman hisse senedi (mal diyorlar onlar buna) alayım?

Gerçeklikten kopmuş, hala hırslarını büyütme derdinde olanlar!

**

İtalya’da artışın hızını kaybetmesinden fırsat çıkar mı? Çıktı, çıktı!

Borsalarda günlük kazançlar %5’leri buldu! Şimdi kar edebilirsin. Ya da istersen bekle daha sonra belki daha çok edersin.

Dolar 6,30 TL oldu! Şimdi satma zamanı mı? Acaba düşer mi? Düşerse ne kadar düşer?

Altın! Canım altın! Rekorlar kırıyor! İyi ki altına yatırım yapmışım ama sanki buradan daha yukarı gitmez!

**

Gider ey dostlar!

Biz de bu hırs oldukça daha çok gider!

Ancak içinden geçtiğimiz gibi günlerde neye yarar o kısmını bilmiyorum!

**

Ama hayat hiçbir zaman zaten adil olmadı ki, değil mi?  

Bu salgın günü işe gidenler zaten gitmek zorunda!

Ya da emekliler, çocuk işçiler, öğrenciler, zor durumda milyonlar her gün ne yaparsa onu!

**

Bu hafta için uzun bir analiz yazısı yazmayı düşünüyordum ama “uzaktan eğitim” dersleri arasında aklımdan bunlar geçti. O analiz belki haftaya!

Hem belki haftaya daha normal(!) oluruz!

Olur muyuz sahi?

Keşke olsak!

Keşke olsak, virüs gitse, gerçek krizi gösteren salgın rakamları artık artmasa ve bu ev denen hapisten çıkıp, bize hep huzur vaat eden evlerimize gerçekten hep birlikte geri dönebilsek!