Hepimiz 22 Mart günü Londra’da başlayan ve orada kalacağını düşündüğümüz gelişmeleri ve olası sonuçlarını konuşuyoruz. Tekrar uzun uzadıya burada Londra’da Takas (SWAP) piyasasında Türk Lirası ve TL faiz ile ilgili olan gelişmeleri anlatmaya gerek yok. Yaşananların detaylarını öğrenmek isteyenler için alta iki tane link bırakıyorum. Bir göz atmanızı da tavsiye ederim. 

Genel olarak bakıldığında Londra’da yaşananlar sonrası çok kısa vadede ne oldu sorusunu ise içinde bulunduğumuz haftanın ilk dört gününü ikiye bölüp şu şekilde görmemiz mümkün. 

  • Dövizde 22 Mart 2019 Cuma günü öğleden sonra başlayan sıçrama ile Dolar/TL %7’ye yakın artarak 5,84’ü görmüştü. 25 Mart 2019 hafta başından itibaren TL önce Pazartesi ve Salı sırasıyla %5 ve %4 civarı değer kazandı. Dolar/TL’de 5,30 seviyesi görüldü. (Bu arada yazılardan da göreceğiniz gibi Londra’da TL faizler %1000’in üzerine de çıktı)
  • Çarşamba günü ise tam tersine döndü. Borsa 100.000’lerden 90.000’lere doğru hızlı bir geri çekilme yaşadı. Dolar/TL yeniden 5,45’lerde tutundu. Bugün yazının yazıldığı 13.50 itibariyle Borsa’da bir miktar durulma var, BIST-100 Endeksi 92.000’lerde tutunmuş gibi görünüyor. Dolar/TL ise Çarşamba günü yaşanan %4’lük artışın ardından yine %5’e yakın bir artışla 5,60 seviyesine geri tırmandı. Gösterge tahvil faizi de %18’lerden yeniden %21 seviyesine geri geldi.  

Bütün bu olanların nedenlerine ve sonuçlarına ilişkin olarak ise iki farklı yaklaşım söz konusu. Birinci grup, TCMB ve ekonomi yönetiminin Cuma günü kurda yaşanan atağı durdurmak için attığı adımların sonucunda yabancılarda ciddi bir güven bunalımı yaratacağını ve bundan sonraki süreçte Türkiye’nin dışardan borçlanma, sıcak para çekme konusunda çok daha zorlanacağını ifade ediyor. İkinci yaklaşım ise hükümete daha yakın iktisatçıların gösterdiği TCMB’nin, Türkiye’ye ve seçimleri etkilemeye yönelik olarak yapılan bu “dış güçler” müdahalesinin başarılı bir şekilde püskürtüldüğü yönünde. 

Her iki yaklaşıma ilişkin birkaç yazıyı da yine aşağıya bırakıyorum. 

**

Ben bu noktada biraz daha sakin kafa ile düşündüğümde şu sonuçlara ulaşıyorum. Değerlendirmeyi de buradan yapmanın uygun olacağını düşünüyorum. 

  • TCMB’nin ve bankaların yaptığı müdahalenin geldiğimiz nokta itibariyle anlamlı olmadığı fikri, döviz, borsa ve faizde bugün yeniden geldiğimiz noktalarda kaldığımız durumda haklı çıkmış oluyor. Yani Londra’da TL’yi erişilemez kılmak en nihayetinde gelip yine bizi durdurmaya çalıştığımız kurdaki hızlı artış ile vurmuş oldu. 
  • TCMB’nin Londra’da yaptıklarının yabancılar nezdinde Türkiye’nin kredibilitesine zarar verdiği bir gerçek. Ancak bir felaket senaryosu halinde önümüzdeki dönemde artık Türkiye’ye sıcak para gelmeyecek fikrine katılmıyorum. Seçim sonrasında eğer normal patikaya dönüş sinyali verirse bu hasar bir miktar onarılabilir. Ama elbette bozulan her şeyi tamir ettirmenin bir maliyeti vardır ve bir süre daha bu yaşananların bedelini daha yüksek faiz vererek ödemek zorunda kalacağız.
  • Dövizdeki artış, enflasyonu ve dolayısıyla faizi vuruyor. Tüketici ve üreticiyi içinden çıkılması güç bir finansman sorunu ile karşı karşıya bırakıyor.  Ancak dövizdeki her atakta bu şekilde tepkisel sonuçlar vermek, kanamayı durdurmaya çalışmak yerine yarayı tedavi edecek bir çözüme yönelmek zorundayız. Türkiye’nin döviz ihtiyacını, istikrarlı bir şekilde azaltacak rekabetçi bir ekonomik yapıya dönüşmenin, yurtiçi tasarrufları arttırmanın ve yurtdışından uzun vadeli yatırımın gelmesinin önünü açmamız lazım. Bu da yukarıda bahsettiğimiz adımlarla olacak bir şey değil. Türkiye’nin hızla içinde bulunduğu şartlardan modern bir yönetişim çerçevesi çizerek yol alması gerekiyor. 

Yani iş yine dönüp dolaşıp, gerçekçi bir ekonomi politikası ve bu politikaları hayata geçirecek bir siyasi anlayışla mümkün. Umarım en azından seçimden sonra ortaya çıkacak sonuçlar hükümet cephesini buraya getirir, aksi halde tam 6 yıl önce kaybettiğim sevgili hocam Erdoğan Alkin’in kendisine sorulan bir soruya verdiği bir cevabı hatırlayacağım. 

“Dolar yeniden şu seviyeye yükselir mi hocam?” sorusuna Erdoğan Hoca “bir kere orayı gördüyse geri oraya yükseltmeyi başarırız biz!” demişti. 

Hocayı rahmetle anarken bir soru da ben size sorayım. 

Dövizde biz en çok hangi seviyeleri görmüştük?