Bir pazar yazısı
Pazar sabahları İstanbul’un en güzel zamanları desem abartmış olmam. En uzak mesafe yarım saate düşer.
Sessizdir İstanbul!
Cumartesi gecesinin eğlence yorgunları ile koca bir hafta çile çektirdiği milyonların uyuduğu saatlerde İstanbul pek bir güzeldir.
Hele bir de kendinizi pek iyi bir sebeple olmasa da şehrin göbeğinde bir ormanın içinde bulmuşsanız.
Sessiz, sakin ve çam kokularıyla zevk aldığınızı hissedersiniz yaşamaktan.
**
Sonra tabii ki Pazar haberlerini gözden geçirirsiniz. Eskiden bu kadar çok haber olmazdı gazetelerde. Gerçi gazeteler de kağıttan okunurdu, tabletten değil.
Bu sabah “yedi” kararname ile uyandığımızı yazıyordu gazeteler.
İçinde Yüksek Askeri Şura, MGK, DDK’ya ilişkin değişiklikler, üniversitelere rektör atamaları, kurumların yapısındaki değişiklikler de olan “yedi” kararname.
Hiçbir danışma, tartışma olmaksızın yazılan ve yürürlüğe giren kararnameler.
Elbette daha sistemin başında olduğumuz için daha çok idareye ilişkin düzenlemeler içeriyor kararnameler. En başta kamuyu ilgilendiren düzenlemeler var içlerinde.
Ama yakın bir zamanda daha farklı birçok konuda da yayınlanmaya başlayacağının sinyalleri de geliyor.
Pazar sabahlarına hayatımızı değiştiren kararlarla uyanmak bundan sonra mümkün.
**
Bürokrasi elbette iş yavaşlatan bir mekanizma olarak algılandığında kötü görünüyordu. Daha etkin bir devlet mekanizmasına ihtiyacımız vardı.
Ama şu anda yaşadığımız süreç, bütün bu sorunları çözmekten öte koca bir ülkenin kaderinin tayininde o ülke vatandaşlarının, o ülke vatandaşlarının seçtikleri temsilcilerin hiçbir etkisinin olmadığı bir süreç olmaya başladı bile.
Tek dileğimiz en azından bu dönemde aklına emanet olduğumuz tek kişinin ve ekibinin her konuyu esaslı bir düşünme ve tartışma sürecine açmaları.
Aksi takdirder pazar sabahlarına bu kadar da huzurla uyanmak hepimiz için çok zor olabilir.
Yanıtlayın