Neden ölüyoruz?

Ekonomi ile ilgileniyorsanız en fazla haşır neşir olduğunuz şeylerin başında sayılar, istatistikler gelir. O nedenle her gün en az bir kez Türkiye İstatistik Kurumu internet sitesini (www.tuik.gov.tr) ziyaret etmek neredeyse olmazsa olmaz.

Tabii TÜİK, Türkiye’nin resmi istatistik hazırlama ve yayınlama kurumu olarak birçok konuda istatistikleri yayınlıyor. Bugün de internet sitesinde gezinmeye başladığımda bir gösterge dikkatimi çekti.

Ölüm nedeni istatistikleri 2017.

**

Sayfa şöyle başlıyor:

“Ölüm nedenlerinde ilk üç sıra 2017 yılında da değişmedi. Ölüm vakalarının %39,7’sini oluşturan dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada yer aldı. Bunu; %19,6 ile iyi ve kötü huylu tümörler, %12 ile solunum sistemi hastalıkları izledi.”

Yani biz en çok kalp hastalıklarından hayatını kaybeden bir ülkeyiz.

Bir tıp doktoru olmadığım için size bunun tıbbi nedenlerini yazamam. Ancak sosyal bilimler ile ilgilenen biri olarak Türkiye’de bu verinin şaşırtıcı olmadığını söyleyebilirim.

Bu kadar strese kalp mi dayanır?

**

Şu son on günde yaşadıklarımıza bir baksanıza.

Bir anda erken seçim kararı.

Seçime girebilecekler kimler? Kimler giremeyecek? İktidar neden böyle bir karar aldı? Adaylar kimler olacak?

Bu erken seçim öncesinde neler yaşayacağız?

Sonrasında neler olacak?

Seçim sonrası oluşacak parlamento ve kabine ekonomiyi yeniden düzlüğe çıkarabilecek mi?

**

Bununla sınırlı mı?

Hayır.

Merkez Bankası nasıl bunca zaman sonra faiz arttırmayı başardı?

Başardı da ne oldu? Dövizdeki ateş ne zaman sönecek?

Enflasyon rakamları bu ay ne gelecek?

**

Bu ay evin kirası ödenebilecek mi?

Çocuğun okul taksidi ne olacak?

Tatil ayları geliyor, ne yapacağız?

**

Yani sorular, sorunlar…

Her biri tüketiciyi de üreticiyi de ağır strese sokan sorular.

Her birimizi zaman zaman endişelendiren, sürekli nereye gidiyoruz sorusunu sorduran günde onlarca gelişme.

**

Bütün bunları düşünürken aklıma başka bir haber geldi.

“İsviçre parlamentosu tartışılacak gündem olmadığı için açılmadı”

Herhalde böylesi baş döndürücü bir ortamda bizim şokla gelen dolaşım rahatsızlıklarından ötürü bu hayatı terk etmemiz çok da şaşırtmıyor.

Umarım biz de bir gün tüm bu endişelerin olmadığı, huzur ve barışın hakim olduğu ülkelerden biri haline dönüşürüz.

Hepimize stresten uzak, mutlulukla dolu uzun bir ömür olsun!