Sıkıntılar çıkar, asıl olan inisiyatif almaktır!

1 Eylül itibariyle bir yıl süre için Moskova’da National Research University HSE’de çalışacağım. Ne zaman böyle bir yurtdışı programına niyetlensem maalesef TL değer kaybeder. Hatta bazen kabahatin bende olduğunu bile düşünürüm.

2008’de İtalya’ya doktoraya gittiğimde 1,60 TL olan Euro 2,30’lara kadar çıkmıştı.

2014’te ABD’ye gittiğimde USD 1,80 TL’den 2,30’lara kadar çıkmıştı.

Şimdi de Rusya’ya gidiyorum. Yine aynı terane.

Konumuz benim yurtdışı programlarım değil. İçinden geçtiğimiz günlerde herkes aynı soruyu soruyor:

TL’nin değer kaybı nereye kadar sürer? Bu değer kaybını nasıl durduracağız?

O kadar çok önceden görülmeyen sorun ile karşılaşıyoruz ki bu soruya yanıt vermek bir hayli güç.

Mesela Brunson meselesinin böyle yaptırımlara kadar gidecek bir kriz olduğunu bir ay öncesine kadar kim öngörebiliyordu ki?

**

Neyse ki konu bu da değil!

Konu, son dönemde yaşadığımız bu türbülansta, ekonomi yönetiminin nasıl tepki verdiği ve vermesi gerektiği. Bunu da hazır Rusya’ya giderken bir süredir daha yakından takip ettiğim Rusya’nın yaşadığı 2014 Ukrayna Krizi ve yaptırımları örneği ile anlatmak sanırım daha iyi olacak.

Kısaca hatırlayalım ne olmuştu?

Ukrayna’da Rusya yanlısı Yanukoviç, Şubat 2014’te Batı yanlısı Ukraynalıların tepkisi ile görevden ayrılmak, hatta ülkeden kaçmak zorunda kalmıştı. Rusya ise olanlara oldukça sert tepki verdi. Şubat sonunda Rusya, Kırım’ı ilhak etti, Ukrayna’nın Rusya sınırında ciddi çatışmalar ortaya çıktı. Bütün olaylar sonucunda uluslararası toplum (AB, ABD vs.) 2014 yılının mart ayında Rusya’ya ciddi yaptırımlar uyguladı.

Elbette, Türkiye’nin durumu bu açıdan Rusya ile benzerlik taşımıyor, birçok açıdan da oldukça farklı. Ancak asıl mesele bu krizin Rusya’da nasıl yönetildiği yönünde. Oradan da çıkarılacak bazı dersler var!

Bu olaylar öncesine ilişkin bazı verileri paylaşalım.

Bir USD yaklaşık 32 Ruble civarında idi. (2 Ocak 2014)
2013 yılında Rusya’da tüketici enflasyonu %6,77 civarında idi.

Rusya, özellikle petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artış ile birlikte 1999 yılından bu yana yüksek miktarda cari fazla veren bir ülke olarak da öne çıkıyordu.

Nitekim Rusya Merkez Bankası’nda 2013 sonu itibariyle 469 milyar dolar civarında bir döviz rezervi vardı. Dünyada en yüksek rezervlere sahip altıncı ülke konumunda idi.

Bütün bu rakamlar ve Rusya ekonomisindeki son 10 yıllık güçlü iyileşme, bir anlamda Rusya’nın Ukrayna’daki müdahalesi açısından da dayandığı temel unsurlardan biri oldu.

Gösterge (Yıl sonu) 2013 2014 2015 2016 2017 2018*
Kişi Başı GSYİH 11.803 11.680 11.325 11.279 11.441  
GSYİH Büyüme Hızı (%) 1,8 0,7 -2,8 -0,2 1,5 1,8
Enflasyon 6,8 7,8 15,5 7,0 3,7 2,9
Ruble/USD 32,56 59,96 72,99 60,35 57,67 65,11
Bütçe Dengesi / GSYİH -1,16 -1,07 -3,37 -3,65 -1,47 0,3
Döviz Rezervi (Yılsonu, milyar USD) 469,6 339,3 319,8 317,5 432,7 380,6

Tablodan da görüldüğü üzere Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi ve ardından gelen yaptırımlar öncelikle etkisini Ruble üzerinde gösterdi.

Özellikle 2014 sonuna gelindiğinde yaşanan yaptırımların etkisi çok daha derinleşti. 15 Aralık 2014’te 1 dolar 79 ruble seviyesine ulaştı. Bu seviye görüldüğü gün Rusya Merkez Bankası 2 milyar dolar verdi. Ancak etkili olmadı. Bu süre içerisinde 160 milyar dolara yakın bir rezerv kaybı yaşamayı göze aldı Rusya Merkez Bankası.

Bu müdahalelere rağmen rublenin değer kaybı durmayınca Rusya Merkez Bankası politika faizini 16 Aralık 2014’te 625 baz puan arttırarak %10,5’ten %17’ye çıkardı. 2014 yılını bu artışla beraber altı kez faiz artırarak tamamlamış oldu.

Aradan geçen 4 yılın sonunda Rusya yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi ciddi bir ekonomik bunalımdan geçti. 1 dolar bir daha asla 30 ruble seviyesine inmedi. Ancak 60 ruble seviyesinde dengelendi.

Tüm dünyada faizlerin yükseldiği 2015 sonrası dönemde Rusya Merkez Bankası politika faizini %17’den %7 seviyesine indirmeyi de başardı.

Yani elindeki imkanları günün gereklerine uygun bir şekilde kullanıp, ülkenin içinde bulunduğu zor durumdan çıkması için, birkaç yılı kaybetme pahasına gereken tüm önlemleri aldı.

Daha uzun uzun yazılabilir.

**

Ancak işin özeti şudur.

Yeri geldiğinde işler çok daha kötüye gidecekse, gerekli adımlar atılır.
Ne pahasına olursa olsun, milyarlarca dolar rezerv kaybetseniz de, faizleriniz yükselse de ülkenizin içinde bulunduğu türbülansta ekonomi yönetimi olarak inisiyatif almak zorundasınızdır.

Belki 450 milyar dolar rezerviniz olmayabilir.

Belki doğal gaz ve petrolünüz olmayabilir.

Ancak inisiyatif almayı başarırsanız, güven tesis ederseniz, umut vaat edebilirseniz karşılaştığınız sorun ne olursa olsun arkanızda duracak bir halk olur.

O yüzden sıkıntılar bazen çok büyük de olsa hep çıkar, asıl olan inisiyatif almaktır!