22 Milyon Yoksul!
Türkiye İstatistik Kurumu geçtiğimiz hafta “İstatistiklerle Aile, 2020” başlıklı bir çalışma yayınladı. İçinde
ortalama aile büyüklüğünden mutluluğa kadar farklı göstergeler ve veriler yer alan çalışmada bir cümle
dikkatimi çekti.
TÜİK şöyle bir cümle kulllanmış:
“Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan
gelirinin %60,0’ı dikkate alınarak belirlenen sınıra göre yoksulluk oranı 2019 yılında %21,3 olarak
gerçekleşti.”
Böyle bakınca tek bir şey anlaşılıyor. Türkiye’de yoksulluk oranı 2019’da %21,3 olarak gerçekleşmiş. Biz
bunu biraz daha açıp, bugüne doğru yol alalım. TÜİK’e göre eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert
medyan gelirinin %60’ı yoksulluk sınırını belirliyormuş. 2019 yılı için bu rakam ne kadara tekabül
ediyor? Yine TÜİK’in rakamlarına bakıyoruz ve görüyoruz ki yıllık 28.552 TL’nin %60’ı yani 17.131 TL!
Aylık rakam ise kişi başına 1.427 TL! Dört kişilik bir aile için TÜİK’in belirlediği yoksulluk sınırı 2019 yılı
için aylık 5.710 TL’ye denk geliyor. Yani TÜİK, 2019 yılı için dört kişilik bir ailenin 5.710 TL aylık geliri
yoksa o aile yoksuldur diyor!
Bu rakam ile hesaplanan nüfustaki yoksulluk oranı ise 2019 yılında %21,3. Kabaca 17 milyon
vatandaşımız 2019’da yoksulmuş demek bu.
2020 yılında ne kadar yoksullaştık sorusunun yanıtı ise kaba bir hesapla geniş tanımlı işsizlikteki artış ve
işten çıkarma yasağı ile başlayan ücretsiz izin uygulamasından ortaya çıkabilir. DİSK 2019 sonunda 7,5
milyon kişi olarak hesapladığı geniş tanımlı işsiz sayısının 2020 yılı sonunda 10 milyonu aştığını ifade
etti.
Yani 2020’de işini kaybeden ya da çalışma çağında olmasına rağmen iş aramayan 2,5 milyon yeni
vatandaşımız daha oldu.
Buna ek olarak işten çıkarma yasağı ile birlikte başlayan ücretsiz izin uygulamasına mahkum edilenleri
de ekleyelim. 2020’de ücretsiz izin desteğinden yararlanan kişi sayısı ise, nisan-aralık dönemi için 2
milyon 291 bin kişi. Bu insanların aylık gelirinin 2020’de sadece 1080 TL olduğunu düşündüğümüzde
bu vatandaşlarımızın da çoğunun yoksulluk sınırının altında yaşadığını kabul etmemiz mümkün.
Bu kaba hesaplarla 2020 yılı 5 milyon insanımız daha yoksulluk sınırının altına sürüklenmiş
görünüyor. Diyeceksiniz ki bir de kısa çalışma ödeneği var. Orada uygulama ücretsiz izinden biraz da
olsa farklı olduğu için iyimser (!) davranıp bu sayıya eklemedim!
Kafanızı çok fazla karıştırmadan sonuca ulaşayım.
2019’da TÜİK’in hesabıyla sayısı 17 milyon olan vatandaşımıza salgın ve yanlış destek politikalarıyla
kaba ve oldukça iyimser bir hesapla 5 milyon kişi daha ekledik. 22 milyona yakın insanımızın
yoksulluk sınırının altında olduğu bir ekonomimimiz var artık.
Bu hesapla baktığımızda 2020 yılı yoksulluk oranı %26,2’ye tekabül edecek!
Bu iyimser oran dahi 2011 yılından bu yana TÜİK tarafından yayınlanan yoksulluk oranları
içerisindeki en yüksek oran olan %22,9’un (2011 yılı) çok üzerinde kalacak.
Her konuda kırdığımız olumsuz rekorlara yoksulluk oranını da eklemiş durumdayız.
Son günlerde Kolombiya’da vergi reformu protestosunda sık söylenen bir slogan ile yazıyı bitireyim.
“Fakire ekmek yoksa, zengine huzur yok!”
Durum budur!
TÜİK’e NOT: Bu yazıdaki veriler belli varsayımlar altında yazar tarafından hesaplanmıştır. Umarım
TÜİK’in itibarı zedelenmemiştir. Bir de unutmadan, kurumun itibarını akademisyenlerin yaptığı
hesaplamalar değil, bizzat kendi hesaplamaları zedeliyor olabilir, bir de işin o tarafına göz atmanızı
tavsiye ederim.
Yanıtlayın